O Gün Geldiğinde
İnsanız; yiyor içiyor gülüyoruz. Haberler Filistin diyor boğazımıza bir şeyler düğümleniyor. gördüğümüz her sahne ayrı ayrı kanımızı dondurmaya yetecek güçteyken, hafızalarımız adeta balıklarla yarışa girercesine unutuveriyor ve biz tekrar gülüyoruz, gülebiliyoruz.
Slogan atanlar atmayanlara, atmayanlar atanlara kızıyor. Ummadığımız kanallar Filistin’e destek mesajları yayınlıyor, ummadığımız ünlüler israile lanet ediyor. Bırakın yalnızca Müslümanları Hristiyanlar hatta siyonizme karşı olan yahut insanlığını yitirmemiş Yahudiler bile sokaklara dökülüyor israile dur demek için. İşte şimdi katliamın boyutu daha net anlaşılıyor değil mi?
Teröristmiş Filistin! Terörist ya üç aylık bebekler ondan öldürmüşler. Hatta kadınlar da öldürülmeliymiş; terörist doğurdukları için. Desenize ‘biz firavunuz, doğacak Musalardan korkuyoruz’ diye. Kullanılması yasak kimyasal silahlarla saldırıyor diye kınıyorlar israili; çok ayıpmış savaş ahlâkına tersmiş. Velev ki yasak olmayan bombalarla silahlarla girse (ki bunu da zaten yapıyor) ve kundaktaki bebeği öldürse sorun yok yani! Evet yok. Defalarca şahit olduk ki yok yok yok!
Kendi çocuklarının parmakları kesilse içi cız eden anne babalar değil mi bunlar? Nasıl bir vicdan vücudu paramparça olmuş bebeğine sarılıp ağlayan bir babanın fotoğrafına kayıtsız kalabilir? Hayvan hakları diye ortalığı inleten, onlar kesilmesin diye et yememeyi göze alan insanlar Gazze’ye nasıl bu denli duyarsız kalabiliyor! Filistinden gelen haberlerde ellerindeki hayati önem taşıyan malzemelerin ancak birkaç gün daha yeteceği söylenirken evdeki süs köpeğine maaşının yarısını harcayan birinin vicdanını anlatır mısınız bana? Bundan seneler evvel yine İslâm ümmeti aynı acıları yaşarken batılı bir gazetecinin “ne istiyorsunuz?” sorusuna meşhur İslâm alimlerinden Seyyid Kutub’a “sizde hayvanların sahip olduğu haklara biz de sahip olmak istiyoruz” dedirtenlere ve tekrar tekrar bunu yaşatıp söyletenlere lanet olsun!
Biliyoruz ki bizim Rabbimiz aceleci değildir, Sabûr’dur. Biz ‘kopsun artık kıyamet Rabbim, buna can dayanmıyor’ dediğimizde “Allah sabredenleri sever/Allah sabredenlerle beraberdir” âyetleri hücum ediyor zihnimize. Müjdeyi asırlar önce veren Efendimiz (s.a.v) ne diyor hem: “Müslümanlarla Yahudiler harbetmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir…”.
Bir savaş ki kaçınılmaz yani. Sonu iki cihanda da zaferle bitecek bir mücadele Filistin’in imtihanı. -Kazanacakları günden bahsetmiyorum çünkü onlar kaybederken bile kazanıyorlar.- Yahudilerin kaçacak delik arayacağı, taş ve ağaçların konuşacağı o gün geldiğinde; yani apaçık yolun sonuna gelindiğinde ise kendimize sormamız gereken en önemli soru şu olacaktır: “Biz bu cihadın muzafferleri sayılmak için ne yaptık?”
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Skype'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınızla e-posta üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Çocuk Geline Ne Kadar “Hayır”sa Küçük Kadına O Kadar “Hayır”! - 23 Eylül 2015
- Az Bir Dünyalık İçin - 9 Eylül 2014
- Çünkü Muhalif Olmak İffetsiz Olmayı Gerektirdi - 7 Ağustos 2014
- O Gün Geldiğinde - 24 Temmuz 2014
- Monşerin Karakterle İmtihanı - 15 Temmuz 2014
- Hilâl Görünmeden Riya Görünüyor - 2 Temmuz 2014
- Bu Aday Çatıdan Düşer! - 25 Haziran 2014
- İslâm Moda Olmasın! - 13 Haziran 2014
- Mukaddes Bayrak Yarışı - 7 Haziran 2014
- Duadan Acizim Ama Varsa Bi Şehadet Alırım(!) - 3 Mayıs 2014