Malum şebekenin “haramzade” çıkışıyla hareketlenen “haram” mevzuu temcit pilavına döndü.
Dillere pelesenk olan söz, her yerde karşımıza çıkar oldu.
Ehil olan olmayan, haram yiyen yemeyen; herkes bülbül gibi şakıyor: haram, haram…
Geçenlerde bir olay anlatıldı ki; adeta işin şirazesinden çıktığının resmiydi.
Yeni doğum yapmış bir başörtülü hanım memur bebeğinin ihtiyaçlarından mütevellit izin almak istiyor, amiri izin vermiyor.
Daha sonra hekim raporu almak istemiş.
Durumunu da amirine iletmiş.
Amiri pos bıyıklarını tükürüğüyle ıslata ıslata “haram” diye kükremiş.
Bunu söyleyen adam(!) da devletin lojmanına geçip aynı şehirdeki evini kiraya veren ve işyerinden evindeki içme suyunu doldurup giden birisi…
Anladınız mı durumun vehametini?
Minicik beyinleriyle ortalıkta “müdürüm”, “amirim” diye dolaşan pislik çukurlarının insanları ne hale getirdiklerini, kafaları atınca ne ile suçladıklarını anladınız mı?
Böyle bir töhmet, yapanı cehennemlik; yapılanı da katil eder.
Siyaseten var olmak için iftiralarla “dini cemaat” olduğunu iddia eden şebekenin verdiği zarar siyaseti aşmış, sıradan insanlar arası vakayi adiyeden olaylara sebebiyet verecek hale gelmiştir.
Sadece iftira attıkları siyasi partiye değil mütedeyyin hayat tarzını benimsemiş herkes bundan zarar görmektedir.
İttifak içerisinde oldukları pos bıyıklılar da artık aynı argümanla siyaset yaptıklarından, siyasetle alakalı olsun almasın; kendileri gibi düşünmeyen herkesi “haram”la suçlamaktalar.
Sıradan insanların bu suçlamalarla canları sıkılırken hükümete de kızmıyor değilim.
İnsanlar iktidarlarına, iradelerine sahip çıkarken iktidarın bu tür mobbing(bezdirme, yıldırma) faaliyeti yapan ahlaksızları hala makamlarında oturtması manidar değil mi?
“İnlerine gireceğiz” sözü söyleneni kaç ay oldu, Allah’ınızı severseniz.
Ama ortada hala fol yok yumurta yok…
Son söz…
İktidara:
Ya sahip çıkın iradesine sahip çıkanlara.
Ya da ümit vermeyin mazlumlara…
Veya cesaret vermeyin zalimlere…