Vatan ve millet üzerine sayısız makale ve kitap yazılmıştır.
Bundan dolayı yazdıklarım olaya yeni bir yaklaşım getirmeyebilir ama en azından bazı şeyleri sorgulamam açısından benim için yenidir.
Öğretilmişliklere, kabullerime ters de olsa bazı şeyleri sorgulamak gerektiği beynimi uzun süredir kemirip duruyor.
***
Selçuklular ve maiyetindeki beylikler/boylar Anadolu’ya gelirken nasıl bir vatan hayalleri vardı, hiç düşündünüz mü?
Bu toprakları vatan yapan ruh nasıl bir hayalin peşindeydi, insanlara neyi vaat etti bilmiyorum ama o anlayışın şimdiki vatan anlayışımızla örtüşmediği kesin.
Âkif, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diye tarif eder bayrak ve vatanı…
Yani resmi ideoloji ile paralel olarak (devlet yaşamalı, millet önemli değil) vatan ve millet için ölünür (şehadet) der.
Arif Nihat Asya ise Bayrak’la simgelediği vatan anlayışını “yaşadığı yer” alarak anlatır ama yine onun için ölmekten bahseder.
Yani bizim için vatan “uğruna ölünecek” şeydir…
Şehadet o kadar kutsal bir mertebedir ki, o mertebeye ulaşmak için her şeyi vesile yapmışız.
Vatan sevgisi ve milletin ayakta durmasını sağlamak da bunların başında gelir.
Elbette burada bir mantık hatası yok veya bunlara itirazım da yok.
Allah’tan dileğim de bir gün bu vatan, millet ve din için can vermektir.
Ama itirazımın olduğu yerler de var!
Mesela, Vatan ve millet için sadece ölünmemeli.
Vatan ve millet insanların sulh ve selamet içinde yaşadığı, mutlu olduğu, uzun hayallerine ev sahipliği yapacak da bir mekan olmalı.
***
Bence Vatanın tanımı kısaca, adil paylaşımın olduğu yerdir.
Millet ise erdemli bireyler topluluğudur.
Eğer böyle olmazsa ne şehadetin anlamı olur ne de ardında kalanlara merhamet.
Ölmek kadar kim için veya neyin için öldüğün de önemi değil midir?
Senin ölmen kimlerin yaşamasına vesile olacak, kimlerin ömrüne ömür, servetine servet katacak?
Hele bir de milyar doları olup bu vatan ve millet sayesinde var olanların; cebinde metelik olmayanlardan daha az vatan sevgisine sahip olduğu günümüzde bu söylediklerim daha da bir önem kazanıyor.
***
Vatanı kutsal yapan adalet, milleti kutsal yapan ise maneviyattır.
Gözü kara yiğitler şehadete giderken aslında bu ideal seviyelerin var olduğunu ve korunması gerektiğini düşünerek giderler.
Bu kutsal sevgiler sadece kalplere değil sofralara, hanelere de yansımalı.
Vatan ve millet sevgisinin bir de ganimeti olmalı, öyle değil mi?
En azından zararı olmamalı…