Bir Dirhem Et
Bir dirhem et bin ayıp örter demiş atalar.
Bu lafı söylerken neyi düşünmüşler açıkçası çok merak ediyorum.
“Kara kuru olma az etine dolgun ol” mu demek istediler, yoksa “Atın ölümü arpadan olsun”un anlamdaşı olarak mı söylediler bilmiyorum.
Her ne için kullanmış olurlarsa olsunlar bu söylemin bugünün kafasıyla pek alakası olmadığı kesin.
Gerçi günümüzde de her şey kilo üzerine kurulu, ama bir farkla.
Atalar sözünün tam tersine “Bir dirhem et bin kere ayıp” anlayışı hâkim olmuş.
Her ortamda, her muhabbette bir kilo lafı olmazsa olmuyor.
Sanki konuşmanın farzıymış, on lafın dördü kilo üzerine olmazsa muhabbetin tadı çıkmazmış gibi insanlar bu konuya temas etmeden konuşamaz oldular.
Bir ortama giriyorsun daha hoşbeşe başlamadan “Sen kilo mu aldın”a bağlanıyor laf.
Adam sanki kırk yıllık kasap veya besici, gördüğü her şeyi kilosuyla değerlendiriyor…
Aslında böyle bir soruya “Sen de biraz sığırlaştın mı” şeklinde bir cevap cuk oturur ama bırakın efendilik sizde kalsın.
Bu konuya takmışlığım aslında bu muhabbetten aşırı derecede rahatsız olduğum için değildir.
Hayır, rahatsız olmasına rahatsızım ama öyle takıntı derecesinde değil.
Beni asıl rahatsız eden sadece fiziksel özellikler konuşup bunun dedikodusunu yapacak kadar sığlaşmış, bayağılaşmış olmamızdır.
Üstelik yüzdeye vurduğunda bunun yüze yaklaşıyor olması işte asıl rahatsızlık veren şeydir.
Ola ki Türkiye’den birisi atomu parçalasaydı katıldığı bütün ortamlarda sadece kilosu veya fiziği konuşulurdu.
Şu tür konuşmalar muhtemeldi:
“Fesatlığıyla atomu bile çatlatmış, gerisini siz düşünün…”
“Bu tipsizlikle evlenemeyince kafayı yemiş, yazık.”
“Ben her gün yarım ton odun kırıyorum. Pabucumun bilimcisi, yiyorsa gel bizim odunları parçala.”
“Kesin bu kilolarla üstüne oturup da parçalamıştır atomu.”
Ve elini sıkan ilk devlet büyüğü büyük bir ihtimal “Sen biraz kilo mu aldın Einstein ” türünden bir laf edecekti.
E haliyle Einstein’ın içinde de fırtınalar kopacaktı:
“Atom atom, ben atomu parçaladım.”
“Hu hu, kimse ilgilenmiyor mu atomla?”
Adamın kafa zehir gibiymiş, bilimde çığır açmış, falan filan kimsenin umurunda değil.
Kafalarda tek bir soru var: ya “Kiloyu nasıl verdin” ya da “Sen kilo mu aldın?”
Sosyal statüler, arkadaşlıklar, sevmeler, sevilmeler…
Her şey kilona göre!